9 Ekim 2011 Pazar

KAPATIYORUZ!!










Moyyminiotel dağlara düşen ilk karla kapandı. Önümüzdeki baharda görüsmek üzere karlı dağlardan sevgiler...

9 Ağustos 2011 Salı

BAL YUVASI



Hemşinliler; bal üretimi konusunda bir zamanlar o denli öncüymüş ki, Osmanlı saraylarına balmumu satarlarmış. Balmumu saray kandillerini yakmaya yararken, Osmanlı sarayıyla bile münasebete geçen erken gurbetçi Hemşinliler, geleneksel bal üretimine yavaş yavaş geri dönüyor. Meğo Balı yörede yaşayan birçok insanın bildiği, rayihası ve tadı çok değişik, şifalı bir bal. Meğo balı özel bir bal çünkü Meğo’nun da içinde bulunduğu Palovit Vadisi çok özel bir yaşam alanı. Sadece bu balın üretilmesi için bile insanların girmemesi gereken bu çok özel vadi, Hemşinliler’in balla uğraşan üretimcilerinin de bir zamanlar toplandığı özel bir bölge. Palovit’teki Meğo meşesinde bulunan bal ambarları hala yerinde duruyor ama karakovan balcılığı eskisi gibi aktif değil. Ancak bu geleneği sürdüren neyse ki birkaç üretimci var.

Bölgede, alüviyal akarsu ormanları (kızılağaç), geniş yapraklı ılıman ormanlar (doğu kayını), iğne yapraklı doğu ladini ormanları, yapraklı ve karışık ormanlar, geniş alpin çayırlıklar ve kayalık habitatlar, nadir şimşir ormanları gibi Doğu Karadeniz’e özgü bütün habitatları bulmak mümkün. Palovit vadisi, doğal yaşlı ormanlarla, hem bölgenin, hem de ülkenin en bozulmamış birkaç orman ekosistemi arasında değerlendiriliyor. Palovit Vadisi kendine özgü endemik bitki çeşitliliğinin yanı sıra barındırdığı hayvan türleriyle de doğa koruma açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’de en yoğun bozayı popülasyonun bulunduğu bölgelerden biri olan alanda, yaban domuzu, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, kurt, tilki, çakal, yaban kedisi, vaşak, karaca ve porsuklar yaşıyor. Böylesi özel bir bölgede üretilen ve lezzeti kelimelerle ifade edilmeyecek denli özel olan Meğo balını tanımanın/tanıtmanın zamanı gelmiştir artık.


Not: Meğo balı bu yıl sadece 300 kg üretilmiştir. Fiyatlar: 1kg 250 tl. / 500 gr 125 tl./ 250 gr 70 tl.


Siparişleriniz için bizi arayın Tel: 464 6517497




31 Temmuz 2011 Pazar

gresta ekmeği

Bu ekmeğin tadı herşeyin üstünde... Özlem'le 'eskiden ekmeği nasıl pişirirdi bizimkiler' muhabbeti icraata dönüşüverdi birden. 15 yıldır kullanılmamış gresta taşı getirildi evden. Dışarıda ateş yakıldı ve taş ısıtıldı. Isınan taşın altına ve üstüne sıcak közler yerleştirildi. 40 dakika sonra kokular gelmeye başladı. İlk deneme güzel... Cesaretlendirdi bizi. Bugün tekrar yapıyoruz :)

2 Temmuz 2011 Cumartesi

MOYY EKİP






İşte moyyminiotel ekibi ve beklenen fotograflar... İstanbul'dan gelen fotoğrafçı arkadaşımız Kerim bizi ekip olarak fotoğraflamak istedi. E tabii bizde kıramadık kendisini:)Kendisi şahane yemek fotoları çeker bu arada. www.kerimayhanyanik.com

15 Haziran 2011 Çarşamba

HAZİRAN'DA MOYY, İNSANLAR VE LEZGİLUKLER(gezmeler)




















Ne diyelim a dostlar! Dağları aşmak, bulutlara uzanmak, yağmurda ıslanmak, güneşe sırtımızı vermek suretiyle günler birbirini kovalamakta bu diyarda... Dünyanın bir ucundan gelen misafirlerimiz vardı bu sıralar. Avusturya Alplerinden, Karayip denizlerine nazır Costa Ricalardan, İstanbullardan gelen tatlı insanlar, Fırtına vadisinden anılarla döndüler. Bizleri pek mutlu ettiler. Günlerimize renk, gönüllerimize sevgi, tarif defterimize de zenginlik kattılar. Costa Rica'da Organica adlı organik kafenin (bakingfairy.blogspot.com) sahibesi Özlem'in dağ meyveleri smoothie tarifini, böğürtlenler, ahududular çıkar çıkmaz deneyip, sizlerle paylaşacağız yakında... Vadide durumlar fevkaladenin fevkinde!

1 Haziran 2011 Çarşamba

PALOViT VADİSİNDE BAL AMBARLARI
















Mayıs ayının son gününde Fırtınanın en vahşi, en büyük ağaçlarının olduğu doğal yağmur ormanlarının sardığı, palovit vadisindeydik.Burada, bal üreticimiz Murat'ın bal ambarındaki kovanları kontrole gittik.Gördüğümüz kadarı ile kovanlar vızır vızır işliyordu.Arıların keyfi yerindeydi. Murat' a göre bu yılın balı çok iyi olacak. Zaten böyle bir ormanın içinde olmaması mümkün değil. Palovit şelalesini geçtikten az sonra patikaya vurduk kendimizi.Gövdesi dev gibi, sonu görünmeyen muhteşem ağaçların arasından yürüyerek bal ambarına ulaştık. Yalnızlığa ve sessizliğe alışmış olan arılar ilk önce biraz tedirgin oldular ve birkaç yerimizden şişlediler ama o kadar olacak...Kovanların genel kontrolünden sonra bulunduğumuz yerin keyfini çıkardık bir süre...Etrafımızı sarmalayan doğanın heybeti ve güzelliğiyle büyülendik.Temmuz ayının sonuna doğru, balların sağımı için buraya tekrar geleceğiz. Buradan alacağımız balların tadına bakmak için sabırsızlanıyorum:))